İNVENTA PSİKOLOJİ HAKKINDA

İnventa Psikoloji, bir psikolojik danışmanlık ve psikoterapi merkezidir. Merkezimizde psikoterapi ve danışmanlık hizmeti, üniversitelerin psikoloji bölümlerinden mezun olduktan sonra “klinik psikoloji” veya “çift ve aile terapisi” alanlarında yüksek lisans ve/veya doktora yapmış alanında deneyimli ve uzman kişiler tarafından sunulmaktadır.

İnventa Psikoloji’de hizmet veren klinik psikologlar, 1219 sayılı kanun ile düzenlenen “Klinik Psikolog” tanımına uygun olarak bu ünvanı kullanmaktadırlar. (Kanun 26 Nisan 2011 tarihinde, 27916 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır) http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/04/20110426-1.htm

Ekibimizde yer alan uzmanlar, yüksek lisans ve/veya doktora eğitimlerine ek olarak en az bir adet uzun süreli psikoterapi eğitimi almışlardır. Bu eğitimlerin mesleki gelişim için gerektirdiği süpervizyon ve  sürekli eğitim politikasına uymaktadırlar. Kendi psikoterapi süreçlerinden geçmiş veya geçmektedirler.

İnventa Psikoloji’de hizmet veren klinik psikologlar, “Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik”te belirtilen “Klinik Psikolog Görev ve Sorumlulukları” dahilinde hizmet vermektedir. (Yönetmelik 22 Mayıs 2014 tarihinde, 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır) http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/05/20140522-14-1.pdf

İnventa Psikoloji’de yüz yüze ve online olarak sağlanan psikoterapi ve danışmanlık süreçlerinde Şema Terapi, Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT), EMDR Terapisi, Sistemik Terapi, Çift Terapisi, Aile Terapisi,  Duygu Odaklı Terapi ve Gotmann Çift Terapisi yaklaşımları uygulanmaktadır.

İnventa Psikoloji bünyesinde yetişkinlere, çift ve aileler ile çocuk ve ergenlere yönelik sağlanan psikoterapi hizmetlerinin yanı sıra psikoloji alanında çalışan uzmanlar ve öğrenciler için mesleki gelişime yönelik atölye ve klinik süpervizyon çalışmaları da yürütülmektedir.

İnventa Psikoloji Türk Psikologlar Derneği (TPD) Psikologlar Etik Yönetmeliğinde etik ilkelere ve değerlere uygun olarak hizmet vermektedir.

PSİKOTERAPİ

Bütüncül bir anlayışla uyguladığımız psikoterapi yöntemlerimiz.

  1. ŞEMA TERAPİ

    Jeffrey Young ve arkadaşları tarafından geliştirilen şema terapi bütünleştirici bir terapi olup bilişsel-davranışçı, bağlanma, Gestalt, nesne ilişkileri ve psikanalitik gibi ana akım terapi yaklaşımlarını içinde barındırır. Şema terapide kişilerin uzun süre devam eden kronikleşmiş sorunları üzerine çalışılır. Şema terapinin odak noktası çocukluk dönemindeki temel duygusal ihtiyaçlardır. Buna göre her çocuğun diğerlerine güvenli bağlanma, gereksinim ve duygularını ifade etme özgürlüğü, gerçekçi limitler ve öz denetim, kendiliğindenlik ve oyun, hareket özgürlüğüne ihtiyacı vardır. Çocuğun ona bakım veren kişilerle olan ilişkisinde işler yolunda gitmediğinde ve çocuğun temel duygusal ihtiyaçları karşılanmadığında erken dönem uyum bozucu şemalar oluşmaya başlar. Erken dönem uyum bozucu şemalar kişinin yetişkinlik döneminde psikolojik iyilik halini bozucu etkilere yol açar. Şema Terapiyi diğer yaklaşımlardan ayıran özgün yanlarından biri sınırlı yeniden ebeveynlik kavramıdır. Terapist psikoterapi sınırları içerisinde danışanın erken dönemde karşılanmamış temel duygusal ihtiyaçlarını karşılar. Sınırlı yeniden ebeveynlik yaparak danışanın kendi kendisine iyi ebeveynlik yapabilmesini destekler.

  2. (BDT) BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ

    Bilişsel Davranışçı Terapiye (BDT) göre bireyin durumlara verdiği duygusal tepkiler o duruma yüklediği yorum ve anlam ile şekillenir. Bu bakış açısı düşüncelerimizin, yaşadığımız duruma karşı duygularımızı, bedensel tepkilerimizi ve davranışlarımızı etkilediği temeline dayanır. BDT yaklaşımına göre insanların üzüntü ve kaygı gibi olumsuz duyguları hissetmesine yol açan şey çoğu zaman olayların kendisi değildir. Duygularımız ve davranışlarımız, olayları nasıl yorumladığımızdan etkilenir. Örneğin; bir durumu olumsuz, kötü veya tehlikeli olarak değerlendirdiğimizde tehdit altında, kaygılı, üzgün veya öfkeli hissedebiliriz. Bedenimiz gerilebilir ve savunmaya geçebilir. Diğer taraftan bir durumu olumlu veya sevindirici olarak değerlendirdiğimizde rahat ve mutlu hissederiz, bedenimiz de dingindir.  Bir durumu nasıl algıladığımız ve yorumladığımız çoğunlukla geçmiş yaşantılarımızda öğrendiklerimizle ilişkilidir ancak düşüncelerimiz her zaman gerçekliği yansıtmayabilir ve gündelik hayatımızda zorlandığımız durumların temelini oluşturabilir. BDT kişilere, düşüncelerini ve yorumlarını yeniden değerlendirmelerine ve değiştirmelerine yardımcı olur.

  3. EMDR

    EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)

    1987 yılında Dr. Francine Shapiro’nun geliştirdiği EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme) bütünsel bir psikoterapi yaklaşımıdır. Göz hareketlerinin, rahatsız edici düşüncelerin şiddetini azalttığı Dr. Shapiro tarafından tesadüfi bir şekilde keşfedilince; bu yöntemin etkisi travmatik deneyime sahip kişiler üzerinde bilimsel olarak incelenmiştir. Savaş stresi, doğal afetler, cinsel istismar, fobi, depresyon, endişe, performan kaygısı, beden algısının bozukluğu, yas gibi farklı stresli ve zorlu yaşamsal olayların sebep olduğu olumsuz duygu, inanç ve beden duyumsamalarının duyarsızlaştırılmasını amaçlayan EMDR, bu deneyimlerin olumlu bir şekilde yeniden işlemlenmesini hedefler. EMDR terapisi sorunların kaynağı olan anılar ve hedeflerin incelenmesi, hazırlık, değerlendirme, duyarsızlaştırma, yerleştirme, beden tarama, kapanış ve yeniden değerlendirmeyi içerek 8 aşamalı protokolden oluşmaktadır (Shapiro, 2001).

    EMDR International Association: www.emdria.org

    Shapiro, F. (2001). Eye Movement Desensitization and Reprocessing: Basic Principles, Protocols and Procedures, 2nd Edition, Guilford Press, Newyork.

  4. SİSTEMATİK TERAPİ

    Edindiğimiz bir çok tutum ve davranışı içinde büyüdüğümüz veya bulunduğumuz aile ile bağlı olduğumuz kültürden öğreniriz. Bağlı olduğumuz bu sistemlerdeyse kişilerle etkileşim halinde oluruz ve ilişkileniriz. Sadece aile ve toplum değil, parçası olduğumuz diğer alt sistemlerde de (işyeri, eğitim ve sosyal topluluklar gibi) benzer etkileşimlerimiz olur.

    Sistemik terapi ekolu ise kişi/kişileri bağlı oldukları sistemler doğrultusunda değerlendirmeyi önerir. Psikoterapi, duygu,düşünce ve davranışlarımızın kökenini araştırarak içlerinden işlevsel olmayanları yeniden inşa etmek veya evriltmek için güvenli bir alan sağlar. Sistemik terapi de bu süreçte kişinin parçası olduğu sistemleri ele alarak çalışır. Kişiyi terapiye getiren nedenler incelenir ve terapi süreci boyunca belirlenen hedefler doğrultusunda ilerlenerek kişinin yaşam kalitesinin artırılması amaçlanır.

    Her sistemin kendine özgü bir düzeni vardır. Bu nedenle öncelikle danışanın bağlı olduğu sistemdeki roller, kurallar, sınırlar ve üyelerin birbirleriyle ilişkilenme biçimleri araştırılır. Süreç sonunda kişinin güçlü yönlerine ve işlevsel kaynaklarına erişiminin kolaylaşması ve duygusal dayanıklılığının artması hedeflenir. Bireyler, çiftler ve aileler ile uygulanabilir.

    -Ceren Karahan-

  5. ÇİFT TERAPİSİ

    Çift terapisinde, ilişki içerisinde karşılaşılan problemler ele alınır ve çözülmeye çalışılır. Temel hedeflerden bir tanesi partnerlerin duygu/düşünce veya davranışlarının eşleri tarafından daha anlaşılır hale gelmesi ve iletişimin kuvvetlendirilmesidir. Çift terapisinde kullanılacak olan metotlar kişilerin ihtiyacına göre belirlenir ancak çoğunlukla temelde izlenilen adımlar benzerdir.  Terapist, partnerleri tanıdıktan sonra çiftlerin duygularının adlandırmasına ve tanımlanmasına yardımcı olur. Duyguların altında yatan geçmiş ve güncel deneyimler  tespit edilerek çatışmayı hafifletecek çözümler bulmak üzere terapistin ekolü doğrultusunda çiftlerle beraber çalışılır. Partnerlerin duygu yönetimi, problem çözme, çatışma yönetimi gibi becerileri kuvvetlendirelerek çiftlerin ekip olarak daha güçlü hale gelmesi mümkün olur.

  6. AİLE TERAPİSİ

    Aynı aile kültürü içerisinde bulunulmasına rağmen aile bireyleri arasında farklılıklar ve buna bağlı olarak da bazen  aile içerisinde anlaşmazlıklar baş gösterebilir. Aile terapisi ise meydana gelen çatışmaların ve problemlerin çözümlenmesi için uzman eşliğinde yürütülen bir süreçtir. Başvuran ailenin sisteminin işleyişi ile aile üyelerinin birbirleriyle olan iletişimlerine ve ilişkilerine odaklanılır. Temel amaç aile bireylerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmak ve ilişkilerini kuvvetlendirmektir. Terapi sürecinde çalışılacak olan konu terapist yardımıyla belirlenir ve tedavi planı oluşturulur. Aile terapisi, üyelerin ilişkilerini sağlamlaştırarak zorlu ve stresli dönemlerin daha kolay atlatılmasına destek olur. Terapi sürecinde edinilen beceriler sağlıklı ve dengeli aile ilişkilerinin sürdürülmesine yardımcı olur.

  7. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ

    1980’lerin başlarında Dr. Susan Johnson ve Dr. Lesley Greenberg tarafından oluşturulmuş Duygu Odaklı Çift Terapisi’nin kökeni bağlanma teorisinine dayanmaktadır (Johnson & Greenberg, 1985).

    Duygu Odaklı Çift Terapisi’nin öncelikli amaçlardan biri, ilişkilerinde sıkıntı yaşayan çiftin sahip olduğu olumsuz örüntü ve döngülerin altındaki duygusal tepkileri incelemek ve yeniden düzenleyerek partnerlerin birbirlerine karşı etkileşimde ulaşılabilir ve yanıt verebilir şekilde değişmesidir. Buna ek olarak, partnerlerin olumsuz duyguları düzenleme, olumlu ve güçlü benlik algıları geliştirebilmeleri için yeni etkileşimler yaratarak güvenli ve rahat bir iletişim kurmalarını amaçlar.

    Duygu Odaklı Çift Terapisi’nde terapistin rolü süreç boyunca birbirlerine yabancılaşan partnerlerin savunmaya geçmeden, kendilerini koruma amacı gütmeden ve çaresizlikle birbirlerini suçlamadan; duygusal olarak bağlanarak açık ve etkili iletişim kurmasına, birbirlerini anlayarak kendi korku ve isteklerini anlayarak ifade ederken yakınlaşmalarına eşlik etmektir (Johnson & Johnson, 2004).

    Johnson, S. & Greenberg, L. (1985). Emotional focused couples therapy: An outcome study. Journal of marital and Family Therapy, 11, 313-317.

    Johnson, S. M., & Johnson, S. M. (2004). The practice of emotionally focused couple therapy: Creating connection. New York: Brunner-Routledge.

  8. GOTTMAN ÇİFT TERAPİSİ

    Gottman Çift Terapisi, Prof. John Gottman’ın bilimsel araştırma yöntemleri tarafından geliştirilen ve etkililiği çeşitli araştırmalar ile kanıtlanmış bir çift terapisi yaklaşımıdır. Yapılandırılmış bir terapi yapısına sahip olan Gottman Çift Terapisi bünyesinde bulundurduğu diğer terapi yaklaşımlarıyla aynı zamanda eklektik bir yapı da sunmaktadır.

    – Her iki partnerin de seansa getirdiği duygulara odaklanarak duygusal onarım ile olumlu duygulanım oluşturmayı amaçladığı için duygu odaklı bir yaklaşımdır.

    – İlişki içerisinde sürdürülen davranış örüntülerini fark etmeye ve onları değiştirmeye odaklandığı için davranışsal bir yaklaşımdır.

    – İlişkide ortak anlam keşfini sağlamasıyla ve varoluşsal farklılıklara dayanmasıyla varoluşsal bir yaklaşımdır.

    – Çiftlerin, ilişkileri hakkında sahip oldukları düşüncelere ve ilişki içerisindeki duyguları hakkındaki düşüncelerine odaklanmasıyla bilişsel bir yaklaşımdır.

    – Çift terapisi olsa da partnerlerin kişisel geçmişlerine, ilişki geçmişine ve kendileri hakkında anlattıklarına da odaklanmasıyla öyküsel bir yaklaşımdır.

    – İlişki yapısını ve çifti bir sistem olarak görmesiyle sistemik bir yaklaşımdır.

    – Erken dönemin ve geçmişteki deneyimlerin (aile, ilişki vb.) bugüne olan etkisinin analizine de önem vermesiyle psikodinamik bir yaklaşımdır.

    Gottman Çift Terapisinde amaç çiftlerin çatışmaları çözmesinden ziyade çatışma yönetim becerilerini kazanmasıdır. Çatışma için beceriler oluşturmak, arkadaşlık ve yakınlık için beceriler oluşturmak ve ortak anlam yaratmak temel hedeflerdir.

    Değerlendirme süreciyle başlayan terapi süreci, ilişkinin yapısı ve hedefine bağlı olarak devam etmektedir. Güçlü ilişki evinin her aşamasını değerlendirmek ve müdahale etmek üzere birçok tekniği bünyesinde barındırmaktadır.

ETİK İLKELERİMİZ

Psikolojik danışmanlık sürecinde gönüllülük esastır. Kişi istediği zaman hizmet almaya başlayıp istediği zaman hizmeti sonlandırabilir.

Psikolojik danışmanlık süreçleri  gizlilik ilkesine göre yürütülür. Danışandan elde edilen tüm bilgiler korunur ve danışanın izni olmadan 3.kişiler ile paylaşılamaz ancak danışanın kendisine ve/veya bir başkasına zarar verme durumu söz konusu olduğunda danışan önceden bilgilendirilerek gerekli kişiler ile iletişime geçilir. (“Gizlilik Politikamızı” inceleyebilirsiniz)

İnventa Psikoloji’de uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan durumlar için psikoterapi uygulanır. Psikolojik rahatsızlık ile karşılaşılması durumunda psikiyatri hekimine yönlendirme yapılır ve gerekirse psikiyatri hekimleri ile işbirliği içerisinde çalışılır.

İnventa Psikoloji’de verilen tüm hizmetler “Türk Psikologlar Derneği” tarafından belirlenmiş olan meslek tanımı, eğitim durumu, görev, yetki ve sorumluluk alanları açısından “Sağlık Meslek Yasası” kapsamına uygun olacak şekilde yapılandırılmış ve sınırlandırılmıştır. https://www.psikolog.org.tr/ozluk-haklari/Tanimlar-Komisyonu-Raporu-2011.pdf

Mesleki sınırlılık veya yetersizlik sebebiyle danışana yardımcı olunamayacağı bir durum olduğunda danışan bir başka uzman veya kuruma yönlendirilebilir.